18 Nisan 2010 Pazar

Reklamın kısa tarihi

Amerika’da 80 yıldır yayın hayatını sürdüren Advertising Age’in web sitesinde, reklamcılık tarihinden ve reklamcılığın etkileşim içinde bulunduğu diğer sosyal ve toplumsal olayların kısa özetlerinden oluşturulmuş, genellikle ilginç ve değerli bilgilerle hazırlanmış bir bölüm mevcut. “From the Great Depression Through the Great Recession: A Brıef History of Marketing” başlığını taşıyan bu zaman çizelgesindeki bazı bilgileri sayfalarımıza taşıdık. Advertising Age web sitesinde bulunan yazının orijinaline ise buraya tıklayarakerişebilirsiniz.

1930-1939

Procter&Gamble’da üst düzey yönetici sıfatıyla bulunan Neil McElroy, “Marka Yönetimi” sisteminde Marka Yöneticisi’nin yerini belirledi. Oluşturulan bu sistem Procter&Gamble’ın deterjan ve şampuan kategorilerinde rakiplerini domine edişinin sebebidir.

George Gallup’un Young&Rubicam’a araştırma direktörü olarak katılması reklam araştırmalarının gelişimine katkılar sağladı.

Yine bu yıllar arasında ABD’de radyo sahibi olan insanların oranı %50’lere kadar yükseldi.

Federal İletişim Komisyonu’nun kurulması dikkatlerin program hazırlayan ve reklam yapanlara çevrilmesini sağladı.

TIME Grubu o zamana kadar mizah dergisi olan “Life” dergisini resimli bir dergiye çevirerek reklamda yıllık 100 milyon dolarlık reklam hacmine ulaşan ilk dergiyi yaptı.

Bir sigara markası olan “Lucky Strike” birçok senatörü kampanyasında kullanarak tanıklı reklamları başlattı.

Yine bu yıllar arasında buzdolabı kullanımının artmasıyla birlikte dondurulmuş gıda üretim ve tüketimi de yükseldi.

Son olarak Başkan Roosevelt’in televizyondaki açış konuşması televizyonun çağın en etkili iletişim aracı olacağına en iyi işaretti. Ancak televizyon ve radyonun evlerde yaygınlaşması ciddi bir yatırım ve çalışma gerektirecekti.

1940-1949

1941 yılında Japonya Pearl Harbour’a saldırınca savaş Amerika’nın kapısını çaldı. Ad Age, yine bu dönemde reklamların orduya katılım, bono satışları ve sivil halkın moralini yüksek tutma konularında etkili olacağını yazdı. Nitekim öyle de oldu. Savaş Reklam Konseyi bono satışlarını arttırmak için bir reklam kampanyası başlattı. Savaş devam ediyordu fakat ülke ileriye bakmaya başlamıştı bile. Savaş sonrasına iş ve endüstri dünyasının nasıl hazırlandığı konuşuluyordu. Ordunun jiplerini satmak için ilk kampanya düzenlendi.

Bu dönemin ortalarına gelindiğinde telefon da artık insan hayatına iyice yerleşmişti.
Savaş sonrası havayolu şirketleri de atağa geçti. Müşteri karşısına farklı promosyon yöntemleriyle çıkmaya başladılar.

1950-1959

1950’lere gelindiğinde Procter&Gamble ülkenin en büyük reklamvereni durumundaydı.
Bu yılların başında basında “sigara ve kanserin ilişkisi” konulu araştırmalar yer almaya başladı. Sigara firmaları sorumluluk duydu mu? Pek sayılmaz… PR faaliyetlerini arttırarak araştırma sonuçlarını kısmen kabul etmekle yetindiler.

TV reklamlarından sağlanan gelirler dergi ve radyo yöneticilerini harekete geçirdi. Ancak o günlerde televizyon yine de gazeteler kadar kârlı değildi.

Leo Burnett 1954 yılında Marlboro’yla yaptığı anlaşmadan sonra markanın filtreli sigara satışlarını üçe katlamasını sağladı. O günlerde yapılan kanser-sigara tartışmalarına “Filtreli sigara daha güvenlidir” diyerek sekte vurdu. Feminen gözüken bu sigaraları kampanya görsellerinde kovboylar gibi sıradan erkeklere içirerek imajını da yenilemiş oldu. 1962 yılında sigara içen kovboyu marka imajı olarak bir nevi tescilledi.

Bu dönemin sonlarına doğru reklamcıların insan beynini kontrol etmeye çalıştıkları düşüncesi konuşulmaya başlandı. Çünkü artık satış teknikleri acımasızlık derecesinde rekabetçi bir düzeye gelmeye başlamıştı. Reklamlarda “Al! Al!” diye bağıran bir üslup hakimdi.

Son olarak TV reklam şekilleri değişti. Daha önceleri markalar programlara sadece sponsor olurken artık program aralarında reklam spotları satılmaya başlandı.

1960-1969

Dünyanın en büyük fast-food zincirlerinden olan McDonald’s, 2.7 milyon dolara satıldı ve ilk reklam kampanyasıyla tanıştı. Zincir, ilk TV spotunu 1967 yılında yayımladı.

İndirim marketi zincirleri olan Walmart, K-Mart ve Target bu yıllarda Amerikan halkının hayatına girdi.

Reklam artık hayatın her bölümüne yerleşiyordu. Sivil toplum örgütlerinin de hayatımıza girmesiyle bu durum iyice renklendi. Lever Bros. şirketinin bu örgütlerle buluşması ilk defa bir siyah çocukla bir beyaz çocuğu kendi reklam karesinde göstermesine sebep oldu.

1964 yılına gelindiğinde sigaranın sağlığa etkileri tartışmaları yeni bir sonuç doğurdu. Sigara üreticileri artık paketlerine “Sigara sağlığa zararlıdır” ibaresini koymak zorundaydılar.

1967 yılında Amerikan Futbol Ligi’nde ‘Super Bowl’ dönemleri başladı. Oyunlar ulusal kanallarda gösterilmeleri ve çok büyük izleyici kitlesine sahip olmaları nedeniyle reklamverenler ve ajanslar için kullanılacak ciddi birer ‘event’ haline geldi.

Seven-Up, “7-Up, The Uncola” sloganıyla içecek sektöründe yeni bir çığır açtı.

1970-1979

Artık bilgisayarlar sahneye çıkmıştı. Medya araştırmaları, kredi kartı ve kredi operasyonları, ödemeler vs. bilgisayarlarla yapılmaya başlandı.

Amerikan havacılık tarihinde farklı bir yeri olan Southwest Airlines uçuşlarına başladı.
TIME Inc. bu yıllarda basın dünyasında üç değişiklik yaptı. İlki, Life dergisini resimli gezi dergisi olarak konumlandırdı (Ad Age’e göre bunun en önemli sebebi TV ile rekabet. İkincisi gelecek beş yıl için posta fiyatlarındaki %170 oranındaki artış beklentisi. Son olarak da hobi dergilerine ilginin artması).

TIME’ın ikinci atağı yayın tabanını çeşitlendirmek oldu. Home Box Office’in tümünü aldı. Kablolu TV kanallarından da HBO’ya ortak oldu. Üçüncü atılım da “People” dergisini yayın hayatına başlatmak oldu.

1975 yılında Microsoft kuruldu.

Yine bu yıllarda Toyota, Volkswagen’i otomobil ihracatında geride bırakarak birinciliğe oturdu. Vaadi uygun bütçeli, güvenilir, sağlam, yakıt tasarruflu araçlardı.

Bank of America kendi ürünleri olan BankAmericard’ı Visa’ya, MasterCharge’ı MasterCard şekline dönüştürdü.

“Absolut Vodka” bu yıllarda alkol sektöründe yerini aldı. “Absolut perfection” yani “kesin mükemmellik” sloganıyla ülkenin bir numaralı votka markası oldu.

1980-1989

Kablolu TV yayınlarının ülke genelinde yaygınlaşması, CNN, USA Network, Bravo, Cinemax, MTV, Weather Channel, Lifetime, Disney Channel gibi ulusal kanalların kurulmasına sebep oldu.

Dönemin en büyük reklamvereni olan P&G, CNN’le 1 milyon dolarlık kontrat imzaladı.
Ülkenin ilk cep telefonu servisi AT&T ile başladı.

Super Bowl karşılaşmaları Apple’ın Macintosh lansmanı için ilk defa reklam mecrası olarak kullanıldı.

1985 yılında The Coca-Cola Company yeni formüllü kolasını “New Coke” olarak tanıttı. Tadı biraz daha şekerli olan kolayla Pepsi’nin müşterilerine göz dikmesi ve eski formülünü devam ettirmeme kararı Coca-Cola Co. için o günün en büyük pazarlama gafıydı. Coca-Cola büyük bir PR ve reklam felaketiyle karşılaştıktan hemen sonra eski formülüne geri dönüp ürününü “Coca-Cola Classic” olarak yeniden pazarladı ve eski tüketicilerinden özür dilemeyi de ihmal etmedi. Coca-Cola’ya çok pahalıya patlayan bu dersten sonra kendini mega marka olarak tanımlayıp tek bir pazarlama konseptiyle devam etti.

1990-1999

Bu yıllarda bilgisayar sektörü hızla gelişmeye başladı. Intel Corp., “Intel Inside” sloganıyla dünya çapında bir reklam kampanyası başlattı. Bu kampanyadan sonra PC markaları için paketlerine mutlaka koydukları bir marka haline geldi.

Ad Age 1994 yılını “internet yılı” olarak ilan etti. Şubat ayında Yahoo, Haziran’da Amazon siteleri kuruldu. Daha sonra ekranda ‘banner’lar dolaşmaya başladı.

Microsoft, Windows 95’i dünya çapında bir ‘event’le tanıttı. Rolling Stones’un “Start me up” parçası o yıl bu ürünle adeta bütünleşti.

Bu yılla birlikte reklam mecralarının artması, pazarlama yöntemlerinin gelişmesi, reklamveren ve reklamcıları farklı uygulamalara itti.

20 yaşındaki Tiger Woods, profesyonel golf hayatına adım attığı yıl Nike ile 20 milyon dolarlık reklam anlaşması imzaladı.

İlaç sektöründe TV reklamlarına getirilen yasal engellemelerin yumuşatılmasından sonra ilaç firmaları yan etkilerini bildirmek koşuluyla TV reklamlarına başladı. Bu olay ilaç endüstrisi için bir dönüm noktasıydı.

Bu yılların sonunda tütün ürünlerinin reklamlarına kısıtlamalar getirildi. Sektörün dört devi, başta Philip Morris olmak üzere bu engellemelere imzalarını attılar.

2000-2010

Bu yılların başı (.com) patlamasına sahne oldu.

Apple’ın iPod’u lanse etmesi üzerine, Ad Age Apple’ı pazarın gözdesi olarak seçti.

1998 yılında Google kurulmuştu. 2004 yılında birkaç Harvard Üniversitesi öğrencisi birbirleriyle haberleşmek amaçlı Facebook’u kurdular.

Amazon.com’dan yapılan satışların hacmi 25 milyar dolara ulaştı.

Bu yılların sonuna denk gelen ekonomik kriz Amerika’da bankacılık sektörüne büyük zararlar verdi. Birçok mortgage firması ve banka batmaktan ya da satılmaktan kurtulamadı.

2010 yılına gelindiğinde reklam pazarı ve tüketim oranlarının düzelmeye başladığı gözlemleniyor. Fakat krizin sonucu olan işsizlik halen devam ediyor.

2007-2009 yıllarındaki “Great Recession” denilen resesyon, 1939’lardaki bunalımdan sonra en büyük dalgalanma oldu. O günlerde gerçekleşen çıkış, bize göre bugünler için de örnek bir yol teşkil etmektedir.

http://www.gennaration.com.tr/dunyadan/reklamin-kisa-tarihi-adage/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2leep.com