19 Nisan 2010 Pazartesi

Reklamcı olmak için “reklam eğitimi” gerekiyor mu?

Başlıkta sorduğum soruya reklam eğitimine yaklaşık 25 yılını vermiş bir akademisyen olarak “Hayır” dememi beklemiyorsunuz sanırım.

Dikkat ederseniz “eğitim” diye sormadım sorumu…

Özellikle “reklam eğitimi” dedim.

Burada sözünü ettiğim de reklam ajansı, ya da dijital ajans sahipliği değil. Ajans sahipliği işi bir girişimcilik, bir işletmecilik, bir sermaye işi…

Bu alanı kârlı gören biri, çok rahatlıkla lokanta açacağı yerde reklam ajansı da kurabilir. Lokanta açtığında mutfağa geçip yemek yapmayacağına göre…

Ya ne yapacak? Tabii ki iyi yemek yapan birini bulup mutfağa geçirecek. Mutfakta da çeşitli çeşitli ustalara gereksinim var. Tatlı ustası, zeytinyağlı ustası, salata ustası, ızgara ustası…

Reklam ajansındaki stratejist, metin yazarı, grafiker, medya planlamacı, araştırmacı, yaratıcı yönetmen gibi bir şey bunlar…

Lokanta örneğinde devam edecek olursak artık şeflerin bile İsviçre’den mezun olanları, okullu olanları tercih ediliyor. Şef antropolog olabilir, ama yemek yapabilmesi için bir yemek okuluna gitmesi şart!

Reklam ajanslarında durum ne peki?

Tabii ki hepsi eğitimli çocukları tercih ediyorlar diyeceksiniz.

Nitekim MediaCat’in Mart 2010 sayısında yayınlanan araştırma sonuçları gösteriyor ki reklam yaratıcılarının % 3.7’si lise, % 76.8’i lisans, % 19.5’i de yüksek lisans mezunu…

Her şey okumuş olabilirler. İçlerinde arkeoloji mezunu da vardır, uluslararası ilişkiler mezunu da, mühendis de, doktor da…

Elimizde veri yok, ama ağırlığın işletme, iletişim, iktisat, pazarlama, güzel sanatlar ve yabancı dillerde olduğunu düşünüyorum. Ama “reklam eğitimi” alanlarının sayısı çok az…

Ne demek reklam eğitimi almak?

Reklam eğitimi almak demek reklamcılık alanının en önemli üç uluslararası akademik hakemli dergisini okuyacak kadar reklamın çalışma konularını ve araştırmasını bilmek demek…

Hangi dergiler?

- Journal of Advertising (JA)

- Journal of Advertising Research (JAR)

- Journal of Current Issues & Research in Advertising (JCIRA)

İlk ikisi yılda dört kez yayınlanır, sonuncusu iki kez…

Üçünün de son sayılarından birer makale örneği vereyim:

Using Humor in Conjunction with Negative Consequences in Advertising(Reklamda Negatif Sonuçlarıyla İlgili Olarak Mizahın Kullanımı) (JCIRA, Fall, 2009).

Advergames (Reklamoyun) (JA, Spring, 2010).

The Effectiveness of Combining Online and Print Advertisement (Online ve Basılı Reklamların Birlikte Kullanımının Etkililiği) (JAR, Sep. 2009).

Bu üç makaleyi de okumak için önce reklam alanıyla genel kuram bilgisine, daha sonra ileri araştırma bilgisine sahip olmanız gerekir.

Bu makaleleri okuyamazsanız işletme, pazarlama, arkeoloji eğitimi almış olabilirsiniz, ama reklam eğitimi almış sayılmazsınız.

Yani okullu değil, alaylısınızdır.

Eğer reklamcılar reklam eğitimi alır, bu makaleleri okur hale gelirlerse işte o zaman boru reklamında “sıfır hata” demek için Erman Toroğlu’nu kullanmazlar!

Bu kadar boşa giden reklam, relamverenin parasını çarçur eden reklam yapmazlar.
Emin olun yapmazlar. Biliyorum.

Reflü şikayetiyle gittiğiniz bir doktorun en azından uzman olduğu konuda en son çıkan hakemli dergileri okuyabilecek kadar konuyu yakından takip etmesini istemez misiniz?

Bir reklamverenin de bir reklam ajansı çalışanından beklentisi neden aynı olmasın!

Kendinize sorun, reklamveren olsanız sizin ajansla çalışır mıydınız?

Bilgiyle bezenmiş yaratıcılıktır reklamcılık…

Reklam eğitimi şart!

Prof. Dr. Ali Atıf Bir
Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi

1 yorum:

  1. Erman hocanın rol aldığı reklamı bende düşündüm. çok saçma gelmişti. O düdüğü neden çaldığına pek anlam verememiştim ki. insan hatası, eski hakem ve düdük bir araya gelince ne demek istendiği anladım. Reklamda ilk izlenimim insan hatasını ortadan kaldırmak için insanların ortadan kaldırılması(işsizlik almış başını giderken daha iyi mesajlar verilebilirdi bence) biraz itici geldi.
    Genel anlamda eğitim şart diyerek yaratıcı fikirlere ise herkesin sahip olduğunu, bu fikir sahiplerinin ise düşüncelerini nasıl pazarlayacağını bilmediğini söyleyerek bu konuda bir yazının fena olmayacağını dile getirmek istiyorum İdil hanım. Çok resmi oldu sonu Saygılar yazmayarak saygısızlık etmek iştemem.
    Saygılar...

    YanıtlaSil

2leep.com